MARIA MONTESSORI'NIN DOĞUMUNDAN BU YANA 150 YIL

"Öğretmek istiyorsanız, duyguları canlandırmalısınız". Bu ünlü sözler, yirminci yüzyılın başlarında öğrenmeye yeni bir yaklaşım getiren ve son derece modern ve bugün hala geçerliliğini koruyan bir yöntemle kalıcı bir miras bırakan Marches'li eğitimci Maria Montessori'ye aittir. 2 yıl önce bu ifade üzerinde kafa yorarak, Montessori'nin yöntemine dayalı bir araştırma ve çalışma kursu başlattık ve bu sayede bu parlak yöntemi yansıtan bir ürün yelpazesi geliştirdik.
Montessori yelpazemiz, bir oyun veya oyuncak tasarlarken ve yaratırken benimsediğimiz yaklaşımı kusursuz örneklendirmektedir. Piyasayı (öğretmenleri ve ebeveynleri) dikkatlice dinleyerek, Montessori'nin, sınıf dışında da bir trend olmaya başladığını anladık. Bu sebeple, yöntemin temel ilkelerini araştırdık ve en önemli ilkenin bağımsızlık olduğunu bulduk: Mario Montessori'nin düsturu "Kendi başıma yapmam için bana yardım et" şeklindeydi.
O, çocukların deneyim kazanmak için serbest bırakılmaları ve oynarken ve öğrenirken hata yapma bağımsızlığına sahip olmaları gerektiğini düşünüyordu; Yetişkin herhangi bir baskı veya müdahalede bulunmamalı, sadece kenardan sessizce izlemeliydi. Bağımsızlık yöntemin köşe taşlarından biri olmasına rağmen, dokunsal deneyim de en az onun kadar önemliydi. Montessori, “Elin insan aklının bir enstrümanı olduğunu" söylerdi. Bu ifade, bugün tamamen yeni bir anlam kazanmıştır. Matematik gibi soyut görünen konular bile dokunma ile içselleştirilebilir. Mümkün olduğunca, malzemeler gerçek anlamda dokunsal olmalıdır: katı, iyi tanımlanmış, kaba ince, sıcak, soğuk veya doğal - bu farklı dokular, çocuklar için benzersiz bir deneyim olacak, vücut belleği ile bilgi edinmelerine yardımcı olacaktır. Bu nedenle Montessori oyunlarımız ve oyuncaklarımız, ünlü yöntemin temelini oluşturan tüm ilkelerin uygulanmasını sağlayan sertifikalı öğretmenlerce test edilmiştir. Mario Montessori'nin doğumunun 150. yıldönümünde, ürün yelpazemizi “La Raccolta Giochi” (Oyun Koleksiyonu) ile genişleterek, bu harika kadını ve öğretmeni, muazzam mirasını onurlandırmak istedik. Bu kutu, Montessori yöntemine giriş niteliğinde 3 oyun içermektedir: harfler, sayılar ve hayvanlar. “La Raccolta Giochi” (Oyun Koleksiyonu) zımpara kartları, tek ve çift sayılar, hayvanları resmeden adlandırma kartlarını ve daha fazlasını içermektedir. Çocukların, Montessori yaklaşımının köşe taşları olan kendi başına oynama, dokunma, ayırt edici özellikleri tanıma ve gerçekliği algılama deneyimini yaşayabilmeleri için tüm oyunlar tek kutu içinde sunulmuştur. Özel kaba yüzeyi olan zımpara harfleri kullanarak çocuklar, dokunmak yoluyla harflerin şekillerini ezberler ve harfleri sesleriyle ilişkilendirirler. Sonrasında, tebeşirle karatahtaya kopyalamaya çalışırlar. Daha sonra, her bir harfi, o harfle başlayan resmi taşıyan kartla eşleştirirler. Aynı şekilde, çocuklar, zımpara kartların kaba dokusuna temas ettiklerinde sayısal sembolleri, tek ve çift sayılar ile miktarları öğrenirler ve miktar kartlarını 1'den 10'a kadar olan sayılarla eşleştirirler. Kutu ayrıca, hayvanları gösteren adlandırma kartları içermektedir. Adlandırma, nesneleri resmeden kartların isimlerini taşıyan etiketlerle eşleştirilmesinden oluşan tipik bir Montessori etkinliğidir. Bu etkinlik, çocukların dil edinimiyle yoğun şekilde ilgilendikleri gelişim aşamasında çocukların kelime dağarcığını zenginleştirir (2/3 yaş aralığı). Kutu içindeki kartlar, üç hayvan kategorisini göstermektedir: memeliler, böcekler ve balıklar. Gösterilen hayvanların bazıları, yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır ve bu durum, çocukların farkındalığını artırmakta, doğaya ve gezegenimize saygının önemini göstermektedir. Montessori yelpazesindeki tüm oyunlar ilgi çekici oyunlardır ve en küçük ayrıntısına kadar tasarlanmıştır (kutunun şeklinden grafik tasarımına kadar). Kültür, bilgi ve eğitim aşılamak için tasarlanan oyunlar, sertifikalı öğretmenlerce test edilmiş, ünlü İtalyan eğitimcinin formüle ettiği bağımsızlık, düzen ve yetenek gelişimi öğretileriyle aileleri zenginleştiren, birinci sınıf öğrenme yönetimini gündeme getirmektedir. Bu yelpazede yer alan her bir oyun, itinalı bir şekilde araştırılmış ve çalışılmıştır, çünkü bizi oyun tasarlamaya iten şey, çocukların eğlenirken öğrenebilmeleri için, çocuklarda pozitif duygusal bir yanıt ortaya çıkarma isteğimizdir. Bu hayati öneme sahip konsept, dün olduğu gibi bugün de geçerliliğini korumaktadır ve Maria Montessori'nin 150 yıl önce söylediği sözlerle özetlenebilir: "Öğretmek istiyorsanız, duyguları canlandırmalısınız". Fakat birçok insan, hala eğlenirken öğrenmediğinizi düşünmektedir.
Older Post
Newer Post
Close (esc)

Haber bültenimize abone olun

Haber bültenimize abone olun ve Clementoni dünyasındaki en son gelişmeleri ilk öğrenen siz olun. 

Privacy e cookie policy

Age verification

By clicking enter you are verifying that you are old enough to consume alcohol.

Arama

Shopping Cart

Your cart is currently empty.
Shop now